17 Mayıs 2015 Pazar
ÇUVAŞÇAYA ÖZGÜ BAZI ÖZELLİKLER ÜZERİNE*
Feyzi ERSOY**
ÖZET
Çeşitli coğrafyalara yayılan Türk boylarınca konuşulan Türkçe,
günümüzde yirminin üzerinde yazı diliyle temsil edilmektedir. Bu yazı
dillerinden Gagavuz ve Azerbaycan Türkçeleri, Türkiye Türkçesine en
yakın lehçeler kabul edilirken Yakutça ve Çuvaşça gibi lehçeler ise
Türkiye Türkçesine daha uzak lehçeler olarak düşünülmektedir. Çağdaş
Türk lehçelerinin her birinin kendine has birtakım özellikleri mevcuttur.
Bu lehçeler, pek çok noktada birbirleriyle ortak özellikler gösterseler de
aralarında onların ayrı birer lehçe sayılmasına sebep olan bazı
farklılıklar da bulunmaktadır. Lehçeler arasındaki bu farklılıklar ve
ortaklıklar, yapılan lehçe tasniflerinde her zaman için birer kriter olarak
kullanılmışlardır.
Çuvaşçanın da çağdaş Türk lehçelerinden biri olarak diğer
lehçelerle arasında pek çok açıdan benzerlikler vardır. Çuvaşça, yapım
ve çekim eklerindeki ortaklıkların yanı sıra başka noktalardan da diğer
lehçelerle benzerlikler göstermektedir. Bununla birlikte onun da
kendine has ve farklı bazı özellikleri mevcuttur. Çuvaşça,
rotasizm/zetasizm meselesi başta olmak üzere pek çok açıdan ilgi çekici
bir lehçe özelliği sergilemektedir. Özellikle, Altayistik çalışmalarında ayrı
bir önem taşıyan Çuvaşça, problemli meselelerin aydınlatılmasına katkı
sağlayacak veriler de içermektedir. Çuvaşçanın kendine özgü bu
özellikleri, geçmişte onun farklı bir dil olarak algılanmasına da sebep
olmuştur.
Bu çalışmada, Çuvaşçanın ses ve şekil özellikleri üzerinde
durmak amaçlanmamıştır. Burada, Çuvaşçanın genel özelliklerinden
ziyade onun tarihî ve çağdaş lehçelerde rastlanmayan, sadece kendisine
has birtakım nitelikleri üzerinde durulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Türk lehçeleri, Çuvaşça
*Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu
tespit edilmiştir.
** Doç. Dr. Gazi Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri Ve Edebiyatları Bölümü, El-mek:
ersoyf@gazi.edu.tr
242 Feyzi ERSOY
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
ON SOME PROPERTIES SPECIAL TO CHUVASH
ABSTRACT
Turkish, which is spoken by Turkish people settled in divergent
territories, is represented with more than twenty literary languages at
the present time. While Gagauz and Azerbaijan Turkish are regarded as
the closest dialect to Turkey Turkish, dialects such as Chuvash and
Yakut are thought to be the most distant. Each of the modern Turkish
dialect has some special properties. Although these dialects have a lot
in common, there are some differences which cause them to be
accepted as an independent dialect. These similarities and differences
among dialects are used as criteria for dialectal classification.
Chuvash, being a dialect of Turkish Language, has many
similarities to the other dialects. In addition to commonalities between
inflectional and derivational suffixes, Chuvash displays similarities to
the other dialects in some other respects. However, it has some special
and different characteristics. Many interesting dialectal properties,
particularly rhotacism / zetacism, are encountered in Chuvash.
Chuvash, which has a special importance for Altaic studies, exhibits
some data which can make important contributions to the solution of
some problematic issues. These special properties of Chuvash caused it
to be accepted as an independent language in the past.
The aim of the study is not to focus on phonetic and morphologic
properties of Chuvash. The special properties of Chuvash which cannot
be encountered in historical and modern dialects, rather than its
general characteristics are emphasized throughout the study.
Key Words: Turkish dialects, Chuvash
Eski İdil Bulgarcasının günümüzdeki devamı olarak görülen Çuvaş Türkçesi1
, özellikleri
bakımından Türk lehçeleri arasında ayrı bir yere sahiptir. Çuvaşça, bugün ağırlıklı olarak yaklaşık
1.650.000 kişinin yaşadığı Çuvaşistan’da konuşulmaktadır.2
İdil Bulgarcası sonrası ilk verilerine Strahlenberg’de rastlanan, ilk grameri 1769’da
Leningrad’ta Soçineniya Prinadlezaşçiya k Grammatike Çuvaşskogo Yazıka adıyla yayımlanan
Çuvaşça, Altayistik çalışmalarında da odak noktası olmuş bir Türk lehçesidir.
Türk lehçelerinin her birinin olduğu gibi Çuvaşçanın da kendine has birtakım özellikleri
mevcuttur.3 Bu çalışmada, Çuvaşçanın genel özelliklerinden ziyade onun kendine özgü, başka
1
(Ercilasun 2004: 205; Ersoy 2010: 28-32).
2 http://www.perepis2002.ru/ct/doc/English/4-1.xls adresindeki 2002 yılı verilerine göre Çuvaşistan’ın nüfusu tam olarak
1.637.094’tür.
3 Çuvaşçanın genel özellikleri, yazılan kapsamlı gramerlerin yanı sıra Türkiye dışında Benzing (1959: 695-751),
Andreyev (1997: 480-491), Clark (1998: 434-452) vb. isimlerce; Türkiye’de ise Ceylan (1995: 16-24) ve Ersoy 2007:
1285-1340) tarafından hazırlanan kısa çalışmalarla da ele alınmıştır.
Çuvaşçaya Özgü Bazı Özellikler Üzerine 243
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
hiçbir Türk lehçesinde bulunmayan, özellikleri üzerinde durulacaktır.4 Bu özellikler maddeler
hâlinde şöyle sıralanabilir:5
1. Türk lehçelerinin sınıflandırılmasında kabul edilen önemli kriterlerden biri, Eski Türkçe
kelime başı y’nin durumudur. y-, günümüz Türk lehçelerinde c-, ç-, j-, y-, s- ve ø gibi şekillerde
görülür.6
y-‘nin kelime başında í- ile karşılandığı tek Türk lehçesi ise Çuvaşçadır.
ET. ÇUV.
yan- íun- “yanmak”
yaş íul “yaş”
yaz íur “yaz”
yaz- íır- “yazmak”
ye- íÏ- “yemek”
yeni íÏnÏ “yeni”
yer íÏr “yer”
yeti íÏççÏ “yedi”
yıl íul “yıl”
yıltız íÉltÉr “yıldız”
yigirmi íirÏm “yirmi”
yip íip “ip”
yok íuk “yok”
yol íul “yol” (Ersoy 2010: 54)
2. Eski Türkçenin kelime içi peltek d’si7
, diğer Türk lehçelerinde t, z, y, d gibi seslerle
karşılanırken8 Çuvaşçada bu ses için kelime içi ve kelime sonunda r bulunur.
ET. ÇUV.
adak ura “ayak”
kadın hurÉn “kayın”
kod- hur- “koymak”
kudruk hüre “kuyruk”
küdegü kÏrü “güvey”
tıd- çar- “engellemek”
tod- tÉran- “doymak”
3. Çuvaşçayı fonetik olarak diğer Türk lehçelerinden ayıran en belirgin özellik, Genel
Türkçe kelime sonu z’ye karşılık r’yi, ş’ye karşılık ise l’yi taşıyor olmasıdır. Schott’tan beri bilinen
bu denklik (Tekin 2003: 1; 2004b: 598), sonraki yıllarda seslerden hangisinin asli olduğu yönünde
uzun süren tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Finlandiyalı Türkolog ve Altayist Ramstedt, aynı
denkliğin Türkçe ile Moğolca arasında da var olduğunu ortaya koymuştur (1922: 26-34).
4 Kelime hazinesindeki farklılıklar, burada değerlendirme dışı tutulmuştur.
5 Aşağıda sıraladığımız örneklerden 3, 5, 6, 7 ve 14. maddelerden, Çuvaşçanın tipik özelliklerini sıralarken V. G.
Yegorov da bahsetmiştir (1954: 33-37).
6
y-, Kırgızcada c-, Tuvaca ve Hakasçada ç-, Kazakçada j-, Yakutçada s- şeklinde görülür (Tekin-Ölmez 1999: 69, 74, 76,
95, 108). Bugün Türkiye Türkçesinde de y- olarak devam eden bu fonem, Azerbaycan Türkçesinde, genellikle ı ve i
önünde ø ile karşılanır (Tekin-Ölmez 1999: 154).
7 Bu ses, daha çok Karahanlı Türkçesinde yaygındır. Köktürk ve Uygur yazısında diş arası d, diğer d’den farklı bir harfle
gösterilmez (Ercilasun 2004: 350).
8 Eski Türkçenin -d-‘si Tuvacada aynen devam ederken Yakutçada -t-, Hakasçada -z-, Türkiye Türkçesi ve bazı
lehçelerde de -y- olmuştur (Tekin-Ölmez 1999: 68, 73, 76, 95).
244 Feyzi ERSOY
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
z/ş’nin mi yoksa r/l’nin mi asli olduğu üzerinde yoğunlaşan tartışmalarda Radloff,
Gombocz, Németh, Benzing, Róna-Tas ve Eren gibi isimler rotasizmi; Ramstedt, Poppe, Tekin ve
Doerfer gibi araştırmacılar ise zetasizmi savunmuşlardır (Ersoy 2012: 71).9
Aşağıda Eski Türkçe ve Genel Türkçede z’li ve ş’li olan bazı kelimelerin Çuvaşça
karşılıkları verilmiştir.
ET. -z ÇUV. -r
biz epir “biz”
buz pÉr “buz”
çiz- íır- “yazmak”
ikiz yÏkÏr “ikiz”
kaz- hır- “kazmak”
kaz hur “kaz”
kız hÏr “kız”
kız- hÏr- “kızmak”
köküz kÉkÉr “göğüs”
köz kÉvar “köz”
küntüz kÉntÉr “gündüz”
küz kÏr “güz”
omuz ÉmÉr “omuz”
otuz vÉtÉr “otuz”
öküz vÉkÉr “öküz”
sekiz sakkÉr “sekiz”
siz esir “siz”
süz- sÏr- “süzmek”
tiz çÏr “diz”
tokuz tÉhhÉr “dokuz”
tuz tÉvar “tuz”
yaz íur “yaz, ilkbahar”
yıltız íÉltÉr “yıldız”
yüz íÏr “yüz”
ET. -ş Çuv. -l
altmış utmÉl “altmış”
eş- al- “eşmek, kazımak”
kış hÏl “kış”
kuyaş hÏvel “güneş”
kümüş kÏmÏl “gümüş”
taş çul “taş”
taş tul “dış, taşra”
tiş íÉl “diş”
yaş íul “yaş”
yetmiş íitmÏl “yetmiş”
9 Türkoloji’nin önemli meselelerinden biri olan konu üzerinde ülkemizde yayımlanan eserlerden Ceylan 1997 (s. 114-
140) ve Ersoy 2012’de (s. 71-112) ayrıntılı bilgiler mevcuttur.
Çuvaşçaya Özgü Bazı Özellikler Üzerine 245
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
4. Eski Türkçede /o/ ve /ö/ ünlüleri ile başlayan kelimeler, Çuvaşçada çoğunlukla ön seste v
türemesiyle görülür.
ET. ÇUV.
oçak vuçah “ocak”
ol vÉl “o”
on vunÉ “on”
orun vÉrÉn “yer”
ot vut “ot”
otun vutÉ “odun”
öküz vÉkÉr “öküz”
öl- vil- “ölmek”
öt- vit- “ötmek”
5. Türk lehçelerinde çokluk eki için genellikle +lAr ve onun fonetik varyantları olan
şekiller kullanılmaktadır. Çuvaşçanın çokluk eki ise +sem’dir10 ve bu biçim hiçbir Türk lehçesinde
görülmez. Çuvaş yazı dilinde kalınlık-incelik uyumuna uymayan ekin Çuvaşçanın Viryal ağzında
+sam şekli de mevcuttur.
çulsem “taşlar”, hÏrsem “kızlar”, tÉşmansem “düşmanlar”, vÉkÉrsem “öküzler”, külÏsem
“göller”, açasem “çocuklar”, ÇÉvaşsem “Çuvaşlar”, tusem “dağlar”, TÏrÏksem “Türkler”
İdil Bulgar kitabelerinde rastlanmayan (Tekin 1988: 37) +sem’in kökeni tartışmalıdır. V.
Schott, bu eki Genel Türkçedeki kamug / kamu kelimelerine benzetmiştir (Levitskaya 1976: 10).
Ramstedt ve Poppe, ekin etimolojisini *sayın “her” > -sem şeklinde düşünmüşlerdir. (Ramstedt
1957: 61; Poppe 1965: 183). Fedotov, eki sa- “saymak” fiiline dayandırır. Ona göre sondaki “-n/-
m” yapım ekidir ve ek *sam biçimine gitmektedir. (1996: 215). Yılmaz da ekin başlangıçta
bağımsız bir kelime olduğu düşüncesindedir. Bunu sayu-n > sem şeklinde izah eder (2002: 4).
Aşmarin, eki Türk lehçelerinin çoğunda sayı ve çokluk anlamı taşıyan “san” ismiyle birleştirmiştir
(Zeynalov 1993: 108). Yegorov ve Benzing de Aşmarin ile aynı görüşü paylaşmışlardır
(Levitskaya 1976: 10).
6. Çuvaşça, iyelik eklerinin fonetik yapısı bakımından Eski Türkçe ve çağdaş lehçelerle
benzerlik gösterse de;11 çokluk ve iyelik eklerinin sırası söz konusu olduğunda diğer Türk
lehçelerinden ayrılır. Genel Türkçede daima çokluk eklerinden sonra gelen iyelik ekleri,
12
Çuvaşçada sistemli olarak çokluk eklerinden önce yer alır.
GT. çokluk eki + iyelik eki + hâl eki
Çuv. iyelik eki + çokluk eki + hâl eki
10 Çokluk eki +sem; ilgi, yönelme-yükleme, bulunma ve çıkma hâli eklerinden önce kullanıldığında +sen biçimini
almaktadır (Ersoy 2010: 91).
11 Çuvaş Türkçesindeki iyelik ekleri şu şekildedir: T1Ş: +m, + Ém, + Ïm, T2Ş: +u, +ü, T3Ş: +Ï, +i, Ç1Ş: +mÉr,
+mÏr, +ÉmÉr, +ÏmÏr, Ç2Ş: +Ér, +Ïr, Ç3Ş: +Ï, +i.
Eski Türkçedeki iyelik eklerini ise sırasıyla +(X)m, +(X)ŋ, +(s)i / +(s)I, +(X)mXz, +(X)ŋ(X)z, +(s)i / +(s)I şeklinde
gösterilebilir (Ersoy 2010: 95).
12 Türkiye Türkçesinde ve bazı çağdaş lehçelerde özellikle annemler, amcanlar vb. akrabalık isimlerinden oluşan
örneklerde, çokluk eki zaman zaman iyelik ekinden sonra kullanılabilmektedir. Bu konuya “Türkiye Türkçesinde ve Türk
Lehçelerinde İyelik Ekinden Sonra Kullanılan +lAr Çokluk Eki Üzerine” başlıklı yazısında değinen Ercan Alkaya,
+lAr’ın bu tarz kullanımına dair çalışmasında çeşitli örnekler vermiştir (2010: 31-37). Ona göre, Başkurtça, Kırım Tatar
Türkçesi ve Sibirya Tatar Türkçesindeki veriler, bu +lAr’ın onlar/alar zamirinden geldiğini göstermektedir (2010: 36).
246 Feyzi ERSOY
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
hÏr+Ïm+sem “kızlarım”
ıvÉl+ÉmÉr+sem “oğullarımız”
Aramaíi tÉv+Ï+sem “Aramaşi Dağları”
Johanson, Çuvaşçadaki bu özelliğin Fin-Ugor kombinasyonel etkisinin bir sonucu
olabileceğini belirtmiştir (2002: 86). Grønbech ise ekin daha önceden başlı başına bir kelime olmuş
olabileceğini düşünmüştür (1995: 62).
7. Emir kipinin olumsuz çekiminde ön ek kullanılması, Çuvaşçayı diğer lehçelerden ayırır.
Çuvaşçada, olumsuz çekimde ikinci ve üçüncü şahıslarda fiilden önce an kullanılır. Bu durum,
Türkçenin hiçbir döneminde karşılaşılmayan bir özelliktir.
Emir Kipinin Olumsuz Çekimi
1. şahıslarda fiil + şahıs ekleri + mar
2. ve 3.
şahıslarda
an + fiil + şahıs ekleri
olumlu çekim olumsuz çekim
kay-: gitmek
kayam “gideyim” kayam mar “gitmeyeyim”
kay “git” an kay “gitme”
kaytÉr “gitsin” an kaytÉr “gitmesin”
kayar “gidelim” kayar mar “gitmeyelim”
kayÉr “gidin” an kayÉr “gitmeyin”
kayççÉr “gitsinler” an kayççÉr “gitmesinler”
kil-: gelmek
kilem “geleyim” kilem mar “gelmeyeyim”
kil “gel” an kil “gelme”
kiltÏr “gelsin” an kiltÏr “gelmesin”
kiler “gelelim” kiler mar “gelmeyelim”
kilÏr “gelin” an kilÏr “gelmeyin”
kilççÏr “gelsinler” an kilççÏr “gelmesinler”
8. Çuvaşçanın şahıs zamirleri de kendine hastır. İlk bakışta Eski Türkçeye ve Çağdaş
lehçelerdeki şekillere uzak gibi duran Çuvaşça biçimler, Türkologlarca Ana Altaycada tasarlanan
zamirlere13 aslında daha yakın durmaktadır.
epÏ, ep “ben” epÏr, epir “biz”
esÏ, es “sen” esÏr, esir “siz”
vÉl “o” vÏsem “onlar”
13 Tekin, Ana Altaycadaki şahıs zamirlerini *bi(n), *si(n) ve *i(n) şeklinde göstermiştir (2003: 134).
Çuvaşçaya Özgü Bazı Özellikler Üzerine 247
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
Altay dillerinden biri olan ve belki de Türkçeye en yakın dil kabul edilebilecek
Moğolcanın klasik dönem zamirleri, Çuvaşça ve Eski Türkçe örneklerle birlikte aşağıda
gösterilmiştir. Zamirlerdeki benzerlikler dikkat çekicidir.
Ramstedt, Moğolca ve Türkçede teklik birinci şahıs zamiri için *min, teklik ikinci şahıs
için Moğolcada *tin, Türkçede *sin, teklik üçüncü şahıs için ise Türkçe ve Moğolcada *in kökünü
düşünmüştür. Türkçede güçlü bir vurgunun etkisiyle men ve sen şekillerinin ortaya çıktığını
söyleyen Ramstedt, Çuvaşçada e yardımıyla epÏ, esÏ şekillerinin görüldüğünü ifade eder. Ramstedt,
ayrıca, sondaki n’nin eski zamanlarda gücünü yitirdiğini ve Moğolcada bi, çi gibi şekillerin bu
yüzden var olduğunu belirtmiştir (1957: 69). Erdal “ben” ve “sen” zamirlerini, Proto
Türkçede *bä ve *sä şeklinde düşünür. Ona göre, Bulgar-Çuvaş Türkçesindeki *bi and *si’nin
ünlüsü bu kelimelerle alakalı olmayan başka bir köke benzetme yoluyla ortaya çıkmıştır (2004:
196).
Çuvaşçada birinci ve ikinci şahısların başında görülen (epÏ, esÏ, epÏr, esÏr) e için Emre,
Çuvaşçanın “başlamal (initial)” e’yi saklaması şeklinde yorumlamıştır (1940: 12). HÏveterÏ, e’leri
“prefiks” olarak değerlendirmiştir (1928: 136). Poppe, bu e’leri “particle” olarak görmüştür (1965:
194). Levitskaya, Clark ve Yılmaz da aynı görüştedirler (Levitskaya 1976: 29; Clark 1998: 439;
Yılmaz 2002: 30). Kotwicz, e’nin güçlendirme fonksiyonundan bahsetmiştir (TGS II 1999: 372).
Kocasavaş, Çuvaşçada birinci ve ikinci şahıslardaki e’leri türeme olarak değerlendirmiştir (TGS II
1999: 375). Mehmet Ölmez, runik yazıda baştaki geniş ünlülerin yazılmadığını ve son zamanlarda
Orhun Türkçesi için de siz yerine esiz şeklinde okumaların görüldüğünü ifade etmiştir (TGS II
1999: 379). Zamirlerin belirtmeye ve vurguya ihtiyaç duyan kelimelerden olması, Çuvaşçadaki bu
şekillerin vurgudan kaynaklanmış olabileceğini düşündürebilir (Ersoy 2012: 328).
HÏveterÏ, Çuvaşça epÏr, epir “biz” ve esÏr “siz” şekillerin sonundaki -r’leri çokluk eki
olarak yorumlamıştır (1928: 136). Poppe ve Baskakov da bunları çokluk eki olarak
değerlendirmişlerdir (Poppe 1965: 194; Baskakov 1975: 12). Tekin ise zamirlerin çokluk
şekillerindeki *r²’den “dual/plural suffix” diye bahsetmiştir (2004a: 409).
9. Çuvaşçanın şahıs zamirlerinin dışında dönüşlülük zamirleri de kendine hastır. Tarihî ve
çağdaş lehçelerde bilindiği gibi kentü “kendi”, öz ve bod gibi zamirler kullanılmaktadır (Ersoy
2012: 338). Çuvaşçanın dönüşlülük zamirleri ise bütün şahıslara göre sırasıyla şu şekildedir: ham,
hu, hÉy, hamÉr, hÉvÉr, hÉysem.
10. Çuvaşçada asıl sayı sıfatlarının (özellikle birden ona kadar olanların) hem kısa hem de
uzun biçimleri vardır. Sayılar, sıfat olarak kullanıldıkları zaman kısa; isim olarak kullanıldıklarında
ise uzun biçimleri görülür.14
14 Burada kısa biçim diye aldığımız biçimler, Clark tarafından “basic” ve clipped” başlıkları altında iki sütunda
değerlendirilmiştir. Uzun biçim ise Clark’ta “emphatic” başlığı altında gösterilmiştir. Clark, çalışmasında 50, 80 ve 90
sayılarının da uzun ve kısa biçimlerini ayrıca göstermiştir (1998: 442). Benzing de, sayı kelimelerinin ilk on sayı için
“vasıflık (zayıf)” ve “kuvvetli (müstakil)” şekillere ayrılabileceğini söylemiştir (2005: 307).
teklik
1.şahıs
teklik
2. şahıs
teklik
3. şahıs
çokluk
1. şahıs
çokluk
2. şahıs
çokluk
3. şahıs
ET. ben,
men,
min
sen ol biz siz olar
KM. bi çi *i bida / ba ta *a
Çuv. ep / epÏ es / esÏ vÉl epir /
epÏr
esir /
esÏr
vÏsem
248 Feyzi ERSOY
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
kısa biçim uzun biçim
pÏr pÏrre “bir”
ikv, ik ikkÏ “iki”
viíÏ, vií viííÏ “üç”
tÉvatÉ, tÉvat tÉvattÉ “dört”
pilÏk pillÏk “beş”
ultÉ, ult ulttÉ “altı”
íiçÏ, íiç íiççÏ “yedi”
sakÉr sakkÉr “sekiz”
tÉhÉr tÉhhÉr “dokuz”
vunÉ, vun vunnÉ “on”
pÏr kurka “bir kepçe”, ikÏ Ïne “iki inek”, vií kun “üç gün”, tÉvatÉ aça “dört çocuk”, pilÏk
íuhrÉm “beş kilometre”, ultÉ laşa “altı at”, íiçÏ taka “yedi koç”, sakkÉr çike “sekiz batman”,
tÉhÉr puşÉt “dokuz keçe”, vunÉ asÉmçah “on büyücü”, vun ik vitre “on iki kova”, vun pilÏk
stakan “on beş bardak”, íirÏm íın “yirmi insan”, vÉtÉr íul “otuz yıl”, hÏrÏh talÉk ta hÏrÏh kaí “kırk
gün kırk gece”, allÉ íın “elli insan”, íitmÏl íuhrÉm “yetmiş kilometre”, íitmÏl íiçÏ talÉk “yetmiş
yedi gün”, íÏr íul “yüz yıl”, ik íÏr íuhrÉm “iki yüz kilometre”, sakÉríÏr ut “sekiz yüz at”, pin te ikÏ
kÏvÏ “bin iki melodi”, viíÏ pin íul “üç bin yıl”, íÏr pin aça “yüz bin çocuk”, ikÏ million íurÉ íul
“iki buçuk milyon yıl” (Ersoy 2010: 171).
11. Çuvaşçada üleştirme sayı sıfatlarında kullanılan ek, ünsüzlerden sonra da -şAr’dır. Ekin
ünsüzlerden sonra da ş’li oluşu, Çuvaşçayı diğer Türk lehçelerinden ayırır.15 Bununla birlikte
sadece pÏr “bir” sayısında +er şeklinde olan ek, “on bir”, “yirmi bir” gibi sayılarda yine +şer
biçimindedir.
pÏrer saltak “birer asker”, ikşer kÏneke “ikişer kitap”, viíşer-tÉvatşar kayÉk “üçer dörder
kuş”, ultşar kÏrenke “altışar kirenke”, vun pÏrşer ulma “on birer elma”, vÉtÉrşar íuhrÉm “otuzar
kilometre”, íurşar ulma “yarımşar elma” (Ersoy 2010: 176).
12. Çuvaş Türkçesinde yönelme ve yükleme hâli tek bir ekle (+A ) karşılanır. Grønbech,
Çuvaşçada yönelme ve yükleme hâli için tek bir ek kullanılması durumunu şöyle izah etmiştir:
“Muhtemelen, yaklaşma hâli, başlangıçta ‘vurmak’, ‘bakmak’ ve diğerleri gibi yaklaşma hâlinin
uygun düştüğü fiillerde kullanıldı; ‘Onu vurdu’ yerine ‘Ona vurdu’ vs. ifadesi tercih ediliyordu ve
bu ifade zamanla umumileşti.” (1995: 127). Levitskaya, Çuvaşça eki Eski Türkçe –ıġ’dan
getirmiştir: –ıġ > -ı, > -É ve (Ï). Levitskaya, bu biçim, 3.şahıs iyelik ekiyle aynı olacağından, ekin
yönelme hâli ekiyle aynı şekilde kullanıldığını belirtmiştir (1976: 19). Yılmaz ise Çuvaşçada
vurguya bağlı olarak ilk hece dışındaki dar ünlülerin genişlemesi neticesinde yönelme ve yükleme
hâli eklerinin karışmış olabileceklerini ifade etmiştir (2002: 8).
Yönelme-yükleme hâli eki, ünsüzle biten isimlere doğrudan getirilirken; a ve e ünlüleri ile
biten isimlerden sonra ise n sesi ile birlikte kullanılır.
kayÉk+a “kuşu, kuşa”, tÉşman+a “düşmanı, düşmana”, halÉh+a “halka, halkı”, yal+a
“köye, köyü”, tinÏs+e “denize, denizi”, íÏr+e “yere, yeri”, hÏvel+e “güneşe, güneşi”, aça+n+a
15 Çuvaşçada sistemli olan bu duruma Türkiye Türkçesinde yarımşar örneğinde rastlanır.
Çuvaşçaya Özgü Bazı Özellikler Üzerine 249
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
“çocuğu, çocuğa”, tÉpra+n+a “toprağı, toprağa”, tÏnçe+n+e “dünyayı, dünyaya”, tÏmeske+n+e
“tepeye, tepeyi”
Yönelme-yükleme hâli eki, É, Ï ve “u, ü” ünlülerinden sonra geldiğinde ekin geldiği
kelimelerde bazı değişiklikler olur.
É, Ï ünlülerin önünde bir ünsüz mevcut ise bu ünsüz ikizleşir.
hüşÏ + e > hüşşe “kulübeye, kulübeyi”, vutÉ + a > vutta “ateşe, ateşi”
“u, ü” seslerinden biriyle biten bir kelimeye bu ek geldiğinde ise u ve ü sesleri, Év ve Ïv’ e
dönüşür.
tu+a > tÉva “dağı, dağa”, kÏtü+e > kÏtÏve “sürüyü, sürüye”
Çuvaşçada, ekin yönelme ve belirtme olmak üzere başlıca iki işlevi vardır (Ersoy 2010:
111).
a. Yönelme
Kinona yultaşsempe kayrÉm.
“Arkadaşlarımla sinemaya gittim.”
b. Belirtme
íak sÉmahsem hıííÉn tuhtÉr şlepkine tÉhÉnçÏ.
“Bu sözlerden sonra doktor şapkasını giydi.”
13. Bilindiği gibi, Türkiye Türkçesinde “ne….ne” bağlacıyla kurulmuş cümlelerin
yüklemleri genellikle olumlu olmaktadır.16 Bazı istisnaları olsa da Genel Türkçe için de bu kural
geçerlidir. Çuvaş Türkçesinde ise bu tarz cümlelerin yüklemleri sistemli olarak olumsuzdur (Ersoy
2004: 1081; 2010: 458).
HÉnasem temşÏn ni yurlamaííÏ, ni taşlamaííÏ.
“Niçin bilmiyorum, konuklar ne şarkı söylüyor ne de dans ediyorlar.”
PirÏn íıvÉhra ni külÏ, ni pısÉk yuhanşıv íuk.
“Bizim yakınımızda ne bir göl ne de bir ırmak var.”
Sana asa ilse kuí umne kÉlarmalÉh pirÏn kitle ni sÉnükerçÏkü, ni íırÉvu íuk.
“Bizim evde seni hatırlayarak göz önüne getirecek ne bir resmin ne de bir mektubun var.”
14. Çuvaşçada soru eki çoğunlukla –i’dir.17 Diğer Türk lehçelerinde ise bilindiği gibi bu ek
için genellikle -mI, -mU, -bA, -pA gibi şekiller kullanılır.
pÏletÏr-i? “biliyor musunuz?”
kilçÏ-i? “geldi mi?”
Yukarıda sıralanan dikkat çekici özellikleri ile Çuvaşça, bugün Türk yazı dilleri arasında
özel bir yere sahiptir. Hiç şüphesiz, bu maddelere başka maddeler ilave etmek mümkündür. Türk
16 Ciden Sena Menabit, “Ne…Ne’li veya Ne…Ne De’li Bağlama Edatlarında Olumsuzluk Sorunu” başlıklı yazısında
Tanzimat’tan itibaren Türkiye Türkçesinde bu tarz cümlelerin yüklemlerinin hangi şartlarda olumsuz olabileceği
hususuna açıklık getirmeye çalışmıştır (2006: 71-91).
17 Çuvaşçada -i’nin dışında -şi ve -im gibi soru ekleri de vardır.
250 Feyzi ERSOY
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
dilinin problemli pek çok meselesinin aydınlatılmasında buradaki örnekler gibi önemli veriler
sunan Çuvaşça, üzerinde yapılan çalışmalar arttıkça, Türkologlara yol göstermeye devam edecektir.
KAYNAKÇA
ALKAYA, Ercan (2010), “Türkiye Türkçesinde ve Türk Lehçelerinde İyelik Ekinden Sonra
Kullanılan +lAr Çokluk Eki Üzerine”, Müjgan Cunbur Armağanı (Hazırlayan: Prof. Dr.
Tuncer Gülensoy), TKAE Yayınları, s, 31-37, Ankara.
ANDREYEV, İ. A. (1997), “Çuvaşskiy Yazık”, Yazıki Mira, Tyurkskiye Yazıki, s. 480-491,
Bişkek.
BASKAKOV, N. A. (1975), “On the Common Origin of the Categories of Person and Personal
Possesion in the Altaic Languages”, Researches in Altaic Languages, s.7-14.
BENZİNG, J. (1959), “Das Tschuwaschische”, Philologiae Turcicae Fundamenta, Wiesbaden, s.
695-751.
BENZİNG, J. (2005), (Çev. Zeki Kaymaz) “Çuvaşça”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, Cilt:
V, Sayı 2, Sayfa: 303-309.
CEYLAN, Emine (1995), “Çuvaşistan, Çuvaşlar ve Çuvaşça”, Çağdaş Türk Dili (7), Ocak 1995,
s. 16 – 24
CEYLAN, Emine (1997), Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK Yay. , Ankara.
CLARK, Larry (1998), “Chuvash”, The Turkic Languages, London and New York, s. 434-452.
EMRE, Ahmet Cevat (1940), “Şahıs Zamirleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma”, TDAY
Belleten, Seri: II, Sayı: 3-4, Mayıs 1940, Ankara 1940, s. 12-29.
ERCİLASUN, Ahmet Bican (2004), Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ
Yayınları, Ankara.
ERDAL, Marcel (2004), A Grammar of Old Turkic, Leiden-Boston, 575 s.
ERSOY, Feyzi (2004), “Çuvaş Türkçesiyle Türkiye Türkçesinin Söz Dizimi Bakımından
Karşılaştırılması”, V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri I, 20-26 Eylül 2004, s.
1075-1086.
ERSOY, Feyzi (2007), “Çuvaş Türkçesi”, Türk Lehçeleri Grameri, Ankara 2007, s. 1285-1340.
ERSOY, Feyzi (2010), Çuvaş Türkçesi Grameri, Gazi Kitabevi, Ankara.
ERSOY, Feyzi (2012), Türk-Moğol Dil İlişkisi ve Çuvaşça, Gazi Kitabevi, Ankara.
FEDOTOV, M. R. (1996), Çuvaşskiy Yazık, İstoki Otnoşeniye k Altayskim i Finno-Ugorskim
Yazıkam İstoriçeskaya Grammatika, Çeboksarı.
GRØNBECH, K. (1995), Türkçenin Yapısı,(Çev: Mehmet AKALIN), TDK Yay., Ankara.
HÏVETERÏ, T (1928), ÇÉvaş ÇÏlhÏyÏn KrammattikÏ, Şupaşkar.
JOHANSON, Lars (2002), Structural Factors in Turkic Language Contacts, 186 s. (Çev. Nurettin
Demir; Türkçe Dil İlişkilerinde Yapısal Etkenler, TDK Yay., Ankara 2007.)
KRUEGER, J. G. (1961), Chuvash Manuel, Bloomington.
LEVİTSKAYA, L. S. (1976), İstoriçeskaya Morfologiya Çuvaşskogo Yazıka, Moskova.
Çuvaşçaya Özgü Bazı Özellikler Üzerine 251
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/9 Summer 2013
MENABİT, Ciden Sena (2006), “Ne…Ne’li veya Ne…Ne De’li Bağlama Edatlarında
Olumsuzluk Sorunu”, TDAY Belleten 2004/I, Ankara.
PAVLOV, İ. P. (1965), Hal’hi ÇÉvaş Literaturı Çilhi, Şupaşkar.
POPPE, Nicholas (1965), Introduction to Altaic Linguistics, Wiesbaden.
RAMSTEDT, G. J. (1957), Vvedeniye v Altayskoye Yazıkoznaniye, Morfoloji, Moskova.
TEKİN, Talat (2003), “Zetacism and Sigmatism in Proto-Turkic”, Talat Tekin, Makaleler 1,
Altayistik, Ankara, s. 1-37.
TEKİN, Talat (2004a), “Altaic Languages”, Talat Tekin, Makaleler II,Ankara, s. 404-413.
TEKİN, Talat (2004b), “Ana Türkçede z’leşme ve ş’leşme”, Talat Tekin, Makaleler II, Tarihi
Türk Yazı Dilleri, Ankara, s. 598-612.
TEKİN, Talat-ÖLMEZ, Mehmet (1999), Türk Dilleri, Simurg Yay., İstanbul.
TGS: Türk Gramerinin Sorunları Toplantısı II (TGS II 1999), TDK Yay., Ankara.
YEGOROV, V. G. (1954), Sovremennıy, Çuvaşskiy Literaturnıy Yazık v Sravnitel’no-İstoriçeskom
Osveştenii, Çeboksarı.
YILMAZ, Emine (2002), Çuvaşça Çok Zamanlı Morfoloji, Grafiker Yayınları, Ankara.
ZEYNALOV, Ferhat (1993), Türk Lehçelerinin Karşılaştırmalı Dilbilgisi, İstanbul.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)