Oktay DOĞANGÜN tarafından 23 Temmuz 2013 gününde yazıldı,
Çuvaşça Sayılar
* 1 - pĕrre
* 2 - ikkĕ
* 3 - vişşĕ
* 4 - tăvattă
* 5 - pillĕk
* 6 - ulttă
* 7 - şiççĕ
* 8 - sakkăr
* 9 - tăhhăr
* 10 - vunnă
* 11 - vunpĕr
* 12 - vunikkĕ
* 13 - vunvişşĕ
* 14 - vuntăvattă
* 15 - vunpillĕk
* 16 - vunulttă
* 17 - vunşiççĕ
* 18 - vunsakkăr
* 19 - vuntăhhăr
* 20 - şirĕm
* 30 - vătăr
* 40 - hĕrĕh
* 50 - allă
* 60 - utmăl
* 70 - şitmĕl
* 80 - sakărvunnă
* 90 - tăhărvunnă
* 100 - şĕr
* 1000 - pin
* 2 - ikkĕ
* 3 - vişşĕ
* 4 - tăvattă
* 5 - pillĕk
* 6 - ulttă
* 7 - şiççĕ
* 8 - sakkăr
* 9 - tăhhăr
* 10 - vunnă
* 11 - vunpĕr
* 12 - vunikkĕ
* 13 - vunvişşĕ
* 14 - vuntăvattă
* 15 - vunpillĕk
* 16 - vunulttă
* 17 - vunşiççĕ
* 18 - vunsakkăr
* 19 - vuntăhhăr
* 20 - şirĕm
* 30 - vătăr
* 40 - hĕrĕh
* 50 - allă
* 60 - utmăl
* 70 - şitmĕl
* 80 - sakărvunnă
* 90 - tăhărvunnă
* 100 - şĕr
* 1000 - pin
Tuna Bulgarcası ile Volga Bulgarcası, daha öncesinde Ana Bulgarca diye adlandırılan bir dilden gelişmişlerdir ma Volga Bulgarcası bugünüñ Çuvaş Türkçesine evrilmiştir. Ana Bulgarca, géri kalan Türk dilleriniñ atası olan Ana Türkçedeki /z/ ile /ş/ sesleri yérine /r/ ile /l, lç/ seslerini barındıran bir dildir ma bu iki diliñ atası olan İlk Türkçe de bu türden bir dil olarak düşünülmektedir (Bu konudaki tartışmalar için: [Tekin, 1987][Bozkurt, 2005][Ceylan, 1997][Ölmez ma Tekin, 2003]).
Bu yazıda Ana Bulgarcadan gelişen ma bir R-L dili olan Tuna Bulgarcasında geçen, türlü yazılışlarıтвиримь /tvirim/, твиремь /tvirem/, тверимь /tverim/ olan sözcüğü irdeleyeceğiz.
Sözcüğü, Talat Tekin “dokuzuncu” olarak añlamlandırmıştır [Tekin, 1987]. Sözcükte görülen т /t/ ile в/v/ damgaları arasında vurgusuz bir /ı/ sesiniñ olduğunu varsayarak, sözcüğüñ soñundaki takıyı, Eski Türkçede +nti veya +nç karşılığı olan (bkz. birinç/birinti “birinci”), Bulgar Türkçesindeki dizim sayı eki +em/+im diye almıştır. Bu durumda, Talat Tekin, tĭvirem biçiminiñ eski bir *tovur/*tĭvır ‘dan geldiği soñucuna varmıştır. Söz içi /v/ sesiniñ de Bulgar Türkçesinde kurallı olarak /g/ sesinden geliştiğini bildiği için *togur biçimini kurmuş, bunuñ ise İlk Türkçe *tokur “dokuz” biçiminden geldiğini savunmuştur.
Bence, Talat Tekin’iñ bu kökenlemesi kesinlikle taplanamaz. Bunuñ nédeni, Bulgar Türkçesiniñ hiçbir döneminde söz içi olup da iki ünlü arasındaki /g/ sesiniñ /k/ sesinden geliştiği bir örnek bulunmamıştır. Bulgar Türkçesinde söz içi /k/ sesleri kurallı olarak /h/ olmaktadır (bu yazı boyunca anılan ses dönüşümleri ve örnekleri için [Ceylan, 1997]).
Tüm bu bilgiler ışığında, Talat Tekin’iñ /g/ sesini /k/ sesinden getirmesi, sözcüğü bilinen tek örnek yapacağından dolayı, kandırıcı olamamıştır. Bu yazıda ben тверимь /tĭverim/ sözcüğü için başka bir kökenleme öne süreceğim. Daha ilginci, añlamınıñ “dokuzuncu” değil, “dördüncü” olduğunu göstereceğim.
Sözcük, Bulgar Hanları Dizini adıyla bilinen bir çeviride geçmektedir. Metin, özünde Yunanca yazılmış olsa da hanlarıñ adları ile ay/yıl adları Tuna Bulgarcası olarak bırakılmıştır. Eski dönem Türkçeleriñ tümünde olduğu gibi Tuna Bulgarcasında da ay adları sayılarla anılıyordu. Kaldı ki metinde geçen tüm sayılar da bu duruma uymaktadır, o yüzden bir ay adı olarak geçtiği kesin olan bu sözcüğün de bir sayınıñ dizim eki almış biçimi olması gereklidir.
Sözcüğüñ, Talat Tekin’iñ savunusu yañlış olduğu için İlk Türkçe *tokur “dokuz” biçiminden gelmeyeceğini düşünürsek, Bulgar Hanları Diziniñde anılmalan 1, 2, 4 sayılarından biri olması gerekir. Ancak bu sayılardan yalñızca 4 (dört) ses olarak uyabilir, çünkü dört sayısı İlk Türkçede *tȫrt olarak geçmekte ma tĭverim sözcüğü gibi /t/ sesiyle başlamaktadır. Dört sayısı; Tuna Bulgarcasıyla yazılmış başka yazıtlardaki sayı adlarına baktığımızda, toutom “dördüncü” olarak, Volga Bulgarcasındatöwerim “dördüncü” olarak, ardından Çuvaşçaya baktığımızda ise tĭvatĭ “dört” olarak geçmektedir.
Çuvaşçada, uzun /ȫ/ sesiniñ çift ünlü /*öve/ olup soñrasında /ö/ ma /e/ ünlüleriniñ evrimine uygun olarak /*ĭva/ olduğu bilinmekte olup Çuvaşça biçim buna tam añlamıyla uyar. Volga Bulgarcasındaki*töwert biçiminiñ de buna uyduğu görülür. Ancak ben bu ara aşamalarıñ biraz daha değişik olduğunu göstereceğim. Çünkü Çuvaşçadaki biçimde /r/ sesi yoktur (nitekim çekim eklerinde bile kurallı olarak söz içi -rt- ses öbeği -t- olur). Volga Bulgarcasında bu durum gözlenmediği gibi töwerim sözcüğünde -r- değil -t- düşmüştür! Gerçekte, bunlar Türklük bilimcilerce açıklanması gereken durumlar iken, ya kimse bu konuya değinmemiş ya da herkes bunu göz ardı étmiştir.
Tuna Bulgarcasındaki biçim, *tourt “dört” sözcüğünden gelip kuşkusuz ünlüyle başlayan ek alınca -rt-söz öbeği, tam da Çuvaşçada olduğu gibi, -t- olmuştur. Buradan, Çuvaşça biçimiñ özünde Tuna Bulgarcasındaki *tourt biçimine dayandığı açıktır. Çift ünsüz /ou/ sesleriniñ yiñe Çuvaşçadaki /o/ ile /u/ sesleriniñ dönüşümlerine uygun olarak /ĭva/ olabileceği de oldukça açık olup, tüm Türklük bilimcilerce taplanacak niteliktedir.
Bu durumda Volga Bulgarcasındaki *tövert biçimi başka bir biçimden gelmelidir!
İşte bu biçimiñ, Tuna Bulgarcasında, Bulgar Hanları Dizinindeki тверимь /tĭverim/ sözcüğü olduğunu düşünüyorum (bu, aynı yérdeki diğer yazımlarıñ yañlış yazım olduğu añlamına gelir). Bu durumda Tuna Bulgarcasındaki tĭverim biçiminiñ Volga Bulgarcasında töwerim olması yéterince kandırıcı bir açıklamadır.
Démek ki, Tuna Bulgarcasında dört sayısı için iki biçim yaşamıştır. Biri tourt olup Çuvaşçadaki tĭvatĭolarak bugüne gelmişken, diğeri tĭvart olup Volga Bulgarcasında töwert olarak bulunmuş ancak Çuvaşçaya geçmemiştir. İşte bu Çuvaşçada yaşamayan Tuna Bulgarcası biçim olan tĭvart “dört”, tıpkı Volga Bulgarcasındaki töwert “dört” sözcüğünde olduğu gibi, ünlüyle başlayan +im dizim sayı ekini alırken /t/ sesini düşürmüş, böylece Bulgar Hanları Dizininde tĭverim olarak “dördüncü” añlamında geçmiştir, önceden sanılan “dokuzuncu” añlamında değil.
Bu köken açıklaması, ayrıca Volga Bulgarcasındaki /r/’li biçim ile Çuvaşçadaki /t/’li biçimiñ néden birbirine uymadığını açıklığa kavuşturmaktadır.
Kaynakça.
[Ölmez ma Tekin, 2003] Mehmet Ölmez, Talat Tekin. “Türk Dilleri: Giriş”. İstanbul 2003.
[Tekin, 1987] Talat Tekin. “Tuna Bulgarları ve Dilleri”. Ankara 1987.
[Ceylan, 1997] Emine Ceylan. “Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi”. Ankara 1997.
[Bozkurt, 2005] Fuat Bozkurt. “Türklerin Dili”. İstanbul 2005.
[Poppe, 1924] N. Poppe. “Die TschuwassischenLautgesetze”. AM-1: 775-782 (1924).
[Klaproth, 1828] Klaproth. “Comporision de la langue des Tchouvaches avec les Idioms turks”. 1828.
[Schott, 1841] Schott. “De lingua Tschuwaschorum”. 1841.
[Aşmarin, 1898] N. İ. Aşmarin. “Materialı dlya issledovaniya çuvaşskogo yazıka”. Kazan 1898.
[Gronbech, 1902] V. Gronbech. “Die langen Vokale der Wurzelsilbe”. KSz. 4: 229-240 (1902).
[Ramstedt, 1922] G. J. Ramstedt. “Zur frage nach der stellung des tschuwassischen”. JSFOu 38 (3): 3-34 (1922).
[Tekin, 1987] Talat Tekin. “Tuna Bulgarları ve Dilleri”. Ankara 1987.
[Ceylan, 1997] Emine Ceylan. “Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi”. Ankara 1997.
[Bozkurt, 2005] Fuat Bozkurt. “Türklerin Dili”. İstanbul 2005.
[Poppe, 1924] N. Poppe. “Die TschuwassischenLautgesetze”. AM-1: 775-782 (1924).
[Klaproth, 1828] Klaproth. “Comporision de la langue des Tchouvaches avec les Idioms turks”. 1828.
[Schott, 1841] Schott. “De lingua Tschuwaschorum”. 1841.
[Aşmarin, 1898] N. İ. Aşmarin. “Materialı dlya issledovaniya çuvaşskogo yazıka”. Kazan 1898.
[Gronbech, 1902] V. Gronbech. “Die langen Vokale der Wurzelsilbe”. KSz. 4: 229-240 (1902).
[Ramstedt, 1922] G. J. Ramstedt. “Zur frage nach der stellung des tschuwassischen”. JSFOu 38 (3): 3-34 (1922).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder